Prof. Dr. Osman Can, Ekol TV'de konuştu: PKK'nın silah bırakması sorunu çözmüyor, yapısal değişiklik şart
Ekol TV'de Gürkan Zengin'in moderatörlüğünü yaptığı Editör programına konuk olan Prof. Dr. Osman Can, "Terörsüz Türkiye" hedefine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
"PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI SORUNU ÇÖZMÜYOR"
"Sorunu sadece PKK'nın silah meselesi olarak değil de bunu üreten sosyoekonomik koşullar, tarihsel koşullar, psikolojik koşullar, sosyal koşullar, kültürel koşullar bunlarla birlikte değerlendirdiğiniz zaman PKK'nın silah bırakması sorunu çözmüyor. Yapısal hiçbir değişim yok. Hatta yapısal olarak aslında biraz geriye gidiş var. Nasıl yani? Yani 2012 ile şimdiki arasında bir kıyaslama yapalım isterseniz. 2012'de de bir çözüm süreci başlamıştı değil mi? Ama o zaman başka bir şey vardı. Başka bir atmosfer vardı. Türkiye demokratikleşme sürecine girmişti. İşte askeri vesayet önemli ölçülerde sona erdi, sona erdirilen anayasa değişiklikleri yapıldı. Avrupa Birliği bunu destekledi önemli ölçülerde. Biz yetmez ama evet vesaire falan dedik. Bundan sonra bir anayasa sürecinin başlaması lazım"
"TÜRKİYE'NİN TEMEL MESELESİ SİSTEMSEL"
"Çünkü bu Türkiye'nin tarihsel fırsatı. Ve Türkiye'nin bütün entelektüel kapasitesi televizyonlarda, kamuoyunda, meydanlarda tartışıyordu. Türkiye tartışıyordu. Özgürlükler vardı önemli ölçülerde. İnanılmaz bir şey. Sonra biliyorsunuz yasalar çıkarıldı ve yasalar konusunda daha önce siyasetin suç olarak kabul ettiği ifadeler bile çok rahat bir şekilde suç olmaktan çıkarıldı ve inanılmaz konuşmalar yapıldı. Biz o dönemde aslında daha iyi bir noktadaydık. Türkiye'nin problemi sadece Kürt mesele değil, Kürt mesele Türkiye'nin problemini ürettiği sıkıntılardan bir tanesidir. Bana göre Türkiye'nin temel meselesi sistemsel bir meseledir. Türkiye'nin temel meselesi toplumsal barışını tesis edememe meselesidir. Hala o kodlar üzerinden yürüme meselesidir. Ve hala o kamplaşma üzerinden hayatı ve siyaseti anlamlandırma çabasıdır. İktidar muhalefete bir şekilde bakar, muhalefeti iktidara başka bir şekilde bakar. Herkes kendi önünde inanıyor. Alanında inanılmaz herkes kendince tarihe referans falan verir. Bu tarihin çarpıtılmasıdır"
"DEMOKRATİKLEŞME VE YARGI KONUSUNDA İYİ BİR YERDE DEĞİLİZ"
"Biri işte 1071'e Malazgirt'te referansı var. Öteki ne bilim İnönü Savaşları'na falan. Araçsallaştırılıyor. Her birisi birer çatışmadır. Sadece benim çağırım olabilir. Gözünüzü sevdiğim ne olur. Bu ülkede yönetim pozisyonundasınız. Bu ülkenin aynı zamanda şanslısınız. Biraz bunların dışına çıkarak bu ülkeyi toplumsal barışı tesis edecek şekilde... Tabii ki kimse derken toplumsal kesitleri dışlamadan. Yani şu an Kürt meselesinde bir çözüm noktasına geldik. Türkiye'nin batısında Türk vardır, yeni jenerasyon vardır, Z kuşağı vardır. CHP ile kendi arasına mesafe koyanlar vardır. Artık devletin ordusuna güvenip oradan konforlu bir siyaset yapma fırsatını kaçıran insanlar vardır. Bunlar çok daha tedirginler. Bunları da kazanarak, bütün bunların hepsini süreç içerisine dahil ederek bu ülkede, Yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bunu yapmaları beklenir. Ve bunu yapabilme imkanı aslında belli ölçülerde 2012'lerde, 2010'dan sonra belli ölçülerde kendini göstermişti. Bugün o imkan var mı? Bugün demokratikleşme konusunda, yargı bağımsızlığı konusunda, işte anayasal denge ve denetim mekanizmaları konusunda kimse gücenmesin, iyi bir yerde değiliz"