Kalbimiz Gazze'de çünkü umursuyoruz Rachel!

İsrail yine yapacağını yaptı.
Gazze’ye umut taşıyan Madleen, hedefine 185 kilometre kala zorla durduruldu.
Aşdod Limanı’na çekildi.
Gözaltına alınan 12 gönüllüden biri de dünya çapında ünlü genç aktivist Greta Thunberg’ti.

3012012ff.jpg

"Gazze'ye 100 kilogram un ulaştırmak için canımı vermeye hazırım. Ne olursa olsun Gazze’ye un girmeli" demiş…
Bütün tehlikelerine rağmen dünyanın tüm iyi insanlarının duaları ve enerjisiyle denize açılmıştı.
Yola çıktıkları tarih de anlamlıydı.
1 Haziran.
Yani 15 yıl önce yaşanan Mavi Marmara katliamının yıl dönümünü seçmişlerdi.
Tam da o gün, İsrail askerleri Gazze’ye yardım taşıyan 6 gemiye uluslararası sularda saldırmış…
10 kişiyi öldürmüştü.
Aslında ben, saldırıya uğrayan o gemilerden birinin…
Rachel Corrie’nin hikayesini anlatmak istiyorum.
Bu biraz da Greta Thunberg’in hikayesi.
2024 yılında Nablus’ta İsrail askerlerinin öldürdüğü Ayşenur Ezgi Eygi’nin hikayesi.
Umursayanların.
Hissedenlerin.
Dogma ve inançların arasında boğulmayıp saf iyiliğin peşinde koşanların hikayesi.
Adını umut gemilerinden birine veren ABD vatandaşı Rachel Corrie tıpkı Greta gibi…
Ayşenur gibi…
Hayatını barış ve insanlığa adamış bir aktivistti.

basliksiz-1.jpg

2003 yılında “İkinci İntifada” sürerken Gazze’ye gitti.
Tek amacı Filistinlilere ait ev ve su kuyularının yıkılmasını engellemekti.
16 Mart’ta Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah şehrindeydi.
Üstünde sarı yeleği…
Elinde megafonuyla yıkımları durdurmak için çabalarken İsrail askerlerinin hedefi oldu.
Zırhlı bir dozer, gencecik bedeninin üstünden iki kez geçti.
Kafatası ezildi.
Akciğerleri delindi.
Kaburgaları kırıldı.
Vahşice öldürüldüğünde daha 23 yaşındaydı.
Dozeri kullanan İsrail askeri hiçbir zaman bulunamadı.
Corrie ailesinin açtığı “1 Dolarlık tazminat davası” kabul edilmedi.
Ama İsrail’in korktuğu da başına geldi.
Rachel’in yaktığı ateş, yüreğinde insanlığı taşıyan herkesi harekete geçirdi.
Gazze’nin “İslami değil insani bir mesele” olduğunu dünyaya gösterdi.
Düşünün ki…
İlkokuldan mezun olurken, daha 10 yaşında şu cümleleri kurmuştu.
“Diğer çocuklar için buradayım.
Buradayım çünkü umursuyorum.
Buradayım çünkü dünyanın dört bir yanında çocuklar acı çekiyor ve her gün 40.000 kişi açlık nedeniyle hayatını kaybediyor.
Buradayım çünkü bu ölen insanların çoğu çocuk!
Yoksulların hemen yanımızda olduğunun farkına varmalıyız, onları görmezden geldiğimizin…
Bu ölümlerin önlenebilir olduğunu anlamalıyız.
Üçüncü dünya ülkelerindeki insanların da tıpkı bizim gibi düşündüğünü, güldüğünü ve ağladığını anlamalıyız.
Onların bizim rüyalarımızı, bizim onların rüyalarını gördüğümüzü,
Onların biz, bizim onlar olduğumuzu…
Benim hayalim 2000 yılında açlığı sona erdirmek!
Benim hayalim yoksullara bir şans vermek!
Benim hayalim her gün 40.000 kişinin hayatını kaybetmesini engellemek!
Geleceğe bakar ve orada parlayan ışığı görürsek benim hayalim gerçek olacak.
Açlığı görmezden gelirsek bu ışık sönecek.
Hepimiz birlikte çalışır ve destek verirsek bu ışık büyüyecek ve yarınlar için umut olacak.”
Ve dediğini yaptı.
İdealleri için yollara düştü.
Canını vermekten çekinmedi.
Rachel’in hayallerinden çok ama çok uzakta olsak da umut hâlâ var.
Yeni gemiler yola çıkacak.
Yeni bedeller ödenecek.
Ayşenurlar onun yolundan gidip canını verecek.
Ama mücadele hiç bitmeyecek.
Buradayız.
Çünkü umursuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cem Tekel Arşivi

3. Dünya Savaşı mı?

03 Haziran 2025 Salı 11:40

Züccaciye dükkanında bir fil: Donald Trump

28 Mayıs 2025 Çarşamba 09:00