Ümit Özdağ hâkim karşısında: İfadelerim siyasi polemiktir

Başka bir suçtan tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında, "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis talebiyle İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması, salonunun daha büyük olması nedeniyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonunda başladı.
SİYASİLER DURUŞMAYA KATILDI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkanvekili Ali Şehirlioğlu, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre duruşmada izleyici olarak katıldı.
"SİYASİ POLEMİKTİR HAKARET İÇERİĞİ YOKTUR"
Ümit Özdağ, 30 sayfalık yazılı savunma hazırladı. Özdağ, Antalya'daki konuşmasını hatırlatarak, hazırladığı yazılı savunmanın tamamını duruşma salonunda okudu. Davaya konu konuşmasında kullandığı ifadelerin hakaret içeriği bulunmadığını savunan Özdağ, siyasi bir polemik olduğunu söyledi.
"AÇIKLAMASINA CEVAP VERDİM"
Kayseri'deki olaylar nedeniyle tutuklandığını kaydeden Özdağ'ın mahkemedeki savunması şöyle:
19 Ocak 2025'te Antalya’da Zafer Partisi il başkanları toplantısında, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın, İstiklal Harbimizin önderi ve Cumhuriyetimizin kurucu Atatürk’ün politikalarını, milletimizin inancına tarihine ve kültürüne ağır bedeller ödeten politikalar olarak gösteren açıklamasına cevap verdim.
SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANLARI ARASINDAKİ POLEMİK
Yaptığım her iki konuşma, siyasi parti genel başkanları arasında gerçekleşen bir polemikten öte bir nitelik taşımamakta, en ufak bir hakaret niteliği de taşımamaktadır. Konuşmamın iki yerinde de Erdoğan ve AK Parti ifadeleri birlikte geçmektedir. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı kimliğine değil, AK Parti Genel Başkanı kimliğine yönelik bir cevap olduğu ortadadır. Konuşma Antalya’da yapılmış olmasına rağmen; İstanbul Başsavcılığı, 20 Ocak sabahı, Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile hakkımda soruşturma başlattı. Aynı gün Ankara’da, saat 18.30 sularında, 100’e yakın polis memurunun, bulunduğumun lokantanın çevresini kuşatması sonrasında gözaltına alındım. Aynı akşam polis ve PÖH ekipleri tarafından, ortalama 150 km hızla bir konvoy eşliğinde İstanbul’a getirildim. Geceyi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 2 metrelik bir kalasın üstünde geçirdim. 21 Ocak sabahı, Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile ifadeye getirildiğim savcılık tarafından, Kayseri’de 30 Haziran 2024'te çıkan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili olayları kışkırtma iddiası ile tutuklamaya sevk edildim. Bundan anladığım, Kayseri Başsavcılığı’nın ve Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nün; Kayseri’de gerçekleşen olayları benim kışkırttığım kanısına, ya 7 aydır varamamışlar ya da bu kanıya varmışlar ancak görev ihmali yapıp gereken soruşturmayı açmamışlardır.
25 POLİS TARAFINDAN GÖZALTINA ALINDIM
Bugün yargılanmakta olduğum, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile ilgili, savcılık daha sonra iddianame hazırlamış ancak suç unsuru olduğu iddia edilen konuşmamda hangi ifadelerimin ve neden hakaret olduğunu ifade etmemiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile ilgili düzenleme, Parlamenter Sistem döneminde, tarafsız yani partisiz Cumhurbaşkanını korumak için yapılmış bir düzenlemedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bu maddenin anlamı ortadan kalkmıştır. Cumhurbaşkanının ne zaman siyasi parti genel başkanı, ne zaman Cumhurbaşkanı olduğuna kendisinin karar verdiği bir ortamda, demokratik siyaset ortadan kalkmaktadır.
Ben, Mersin Ak Parti İl Kongresinde konuşan AK Parti Genel Başkanı’nı eleştirdim ve Cumhurbaşkanına hakaretten; 100 polis tarafından kuşatılıp, 25 polis tarafından gözaltına alındım. Bu; milletvekili dokunulmazlığına sahip olmayan hiçbir siyasetçi, hiçbir genel başkan ve hiçbir vatandaş AK Parti Genel Başkanı’nı eleştiremez demektir. Bu hal; demokratik bir hukuk devletinde kabul edilebilecek bir hal değildir.
EYLEM VE POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ile yaşadığımız tartışmanın konusu tarihtir, Türk Tarihi ve Türkiye’nin bugünüdür. Bundan dolayı, bugün burada yapacağım savunmanın da tarihsel bir arka planı olacaktır... Ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmedim. Ben, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın izlediği politikaların Türk Milleti’nin inancı, tarihi ve kültürünü yıprattığını ifade ettim. Sözlerimde Erdoğan’ın kişiliğini hedef alan hiçbir hakaret unsuru yoktur. Eylem ve politikalarının eleştirisi vardır. Bunları Erdoğan’ın kendisi söylemekte, kabul etmektedir. Erdoğan’ın kendisinin kabul ettiği, benimsediği fikirlerinin tarafımca dile getirilmesi, hakaret fiilinin TCK kapsamında tanımlanan unsurlarına uygun düşmediği için isnat edilen fiilin sübuta erdiğini kabul etmek mümkün değildir.
ELEŞTİRDİM ANCAK HAKARET ETMEYİ DÜŞÜNMEDİM
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en sert şekilde yıllardır eleştiriyorum. Bu eleştirilerimden dolayı hiç hakaret iddiası ile hakkımda soruşturma açılmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdim, ancak hiç hakaret etmeyi düşünmedim. İzlediği politikalar ve yanlış bulduğum açıklamalardan ötürü ne kadar öfkelensem de hakaret etmeyi düşünmedim. Çünkü ister Cumhurbaşkanına hakaret için yasal düzenleme olsun ister olmasın; Recep Tayyip Erdoğan, armasında 16 Türk Devleti’nin varlığının ifade edildiği kadim Türk Devleti’nin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet başkanıdır. Benim geldiğim ve mensubu olmaktan şeref duyduğum Türk Milliyetçisi siyaset geleneğinde devlet başkanlarına hakaret edilmez. Siyasi olarak eleştirsek dahi, önünde Türk Sancağının eğildiği tek makam olan Türk Devlet Başkanı’na hakaret edilmez. O makamda olduğu sürece, o makama saygımızdan ötürü Cumhurbaşkanlığı makamını ve makamın onurunu sadece korumak değil aynı zamanda iç ve dış düşmanlara karşı savunmak da her namuslu Türk Cumhuriyeti yurttaşının görevidir.
BERAATINI İSTEDİ
Ümit Özdağ, savunmasının sonunda, "Suç unsuru olduğu iddia edilen sözlerim; yukarıda açıkladığım gerekçelerle, siyasi eleştiri sınırlarını aşmadığından, beraatımı talep ederim" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANIMIZA KARŞI İFTİRA"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı, mahkemedeki beyanında şu ifadeleri kullandı:
Sayın Cumhurbaşkanımız, FETÖ'ye karşı en net mücadeleyi başlatan kişidir. Cumhurbaşkanımız, canını riske atarak halkı sokağa çağırmıştır. Sanığın ileri sürdüğü iddialar, asılsız ve mesnetsizdir. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu ihanet şebekesine karşı en etkili ve kararlı şekilde mücadele etmiş liderdir. Bugün FETÖ'nün sözcülüğüne soyunanların, Sayın Cumhurbaşkanımızı FETÖ ile ilişkilendirmek hadsizlik, hem de milletin hafızasına hakarettir. Sanık, 'son bin yılda gerçekleşen hiçbir haçlı seferi, Türk devletine casusları sokamadı, Cumhurbaşkanı FETÖ'yü sokmuştur' ifadeleri, Sayın Cumhurbaşkanımıza ağır, asılsız ve hiçbir somut delile dayanmayan mesnetlerdir. Sanık, Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı iftira suçunu da gerçekleşmiştir. Bu söylemler, düşmanlaştırıcı ve toplumu kutuplaştıran söylemlerdir. Sanık Ümit Özdağ, konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sarf ettiği sözler, Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı kaba, aşağılayıcı sözlerdir. Ve Cumhurbaşkanlığı makamına açıkça hakarettir. Sayın Mahkemenin, sanık Ümit Özdağ hakkında iftira, Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama suçlarından da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını talep ederiz.
DURUŞMA ERTLENDİ
Ümit Özdağ'ın duruşması, esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması için 10 Eylül'e ertelendi.
Kaynak:ekoltv.com.tr