Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Ekol TV'de deprem beklediği ili açıkladı: Eli kulağında, büyüklüğü 7'nin üzerinde olacak

Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Ekol TV'de Gürkan Zengin'in sunumuyla ekranlara gelen Editör programında, İstanbul'da meydana gelen 6.2'lik deprem ve beklenen İstanbul Marmara depremine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Silivri merkezli depremin bağımsız bir deprem olduğunu kaydeden Taymaz, beklenen büyük İstanbul depremine dair öngörüde bulundu. Deprem sonrası yapı yenileme çalışmaları hakkında da konuşan Prof. Dr. Tuncay Taymaz, her binanın yenilenmesinin gerekmediğini söyledi.
Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Ekol TV'de deprem beklediği ili açıkladı: Eli kulağında, büyüklüğü 7'nin üzerinde olacak

Ekol TV'de yayınlanan Editör programına konuk olan Prof. Dr. Tuncay Taymaz, İstanbul'da meydana gelen 6.2'lik depremi değerlendirdi.

"6.2 BAĞIMSIZ BİR DEPREM"

"6.2 bu manada bir bağımsız depremdir diyebiliyoruz. Şöyle birkaç hafta geçsin belki devamı gelecek. Atçılar açısından. Ama şu anda 2019'daki depremden bağımsız bir deprem. Lokasyonlar biraz daha farklı. Haritada. Halkın kafasını karıştırmak istemedim ama oradaki bir, o zaten o depremde, 2019'daki depremde bindirme bileşiğini vardı. Fay kırılırken yukarıya doğru hareket ediyor. Bugünkü, dünkü depremde aşağıya doğru 10 derecelik açı, 10 dereceler falan büyük açılar. Hem eğim açısında çökeliyor. Havza açılıyor, extension. Bir kanyon, bir vadi oluşuyor. Stresi negatif olarak stres transfer ediyor. Bindirme olduğu zaman sıkıştırıyorsunuz. Tıpkı Gaziköy'de, Ganoz'da dağın yüksekliği 900 metrenin üstündedir. Aslında doğrultu atımlı faylanma giriyor. Tekirdağ çukuru bayağı bir derin çukur. Bir tarafı kazarak derinleştiriyorsunuz."

İSTANBUL DEPREMİNİN BÜYÜKLÜĞÜ NE OLACAK?

"Demek ki kırık zonumuz, fay zonumuz eğim açılı. Ve o bir tarafı çökeltiyor. Tıpkı Çınarcık Havzası'nda olduğu gibi. Dolayısıyla bu beklenen 1766, 1912, işte 1894, 1509 işaretlenmemiş ve 1999'un boyutlarına varan İstanbul ve yakın çevresini tehdit edecek beklenen büyük İstanbul Marmara depremi dünkü deprem değil. Şu kırılacak olan fayın bıraktığı yerden itibaren şuradan şuraya kadar tek seferde ya da ikisi birbirini tetikleyerek devam etmeli. Kahramanmaraş'ta olma durumuna göre, yani minimum 7.1'lik, 7.2'lik depremler birbirini tetiklerlerse bu ikisi bir aşamada tabii ki 7.4'ü, 7.5'i geçecek."

ekran-goruntusu-2025-04-24-220126.png

"ERZİNCAN'DA DEPREM OLACAK"

"Yeri gelmişken söyleyeyim, eli kulağında, Erzincan'da bir deprem olacak. Karlova'ya kadar gider, Elmalı, Kaynarpınar, aşağıda Varto, Bingöl, Hazar'a kadar olan her iki kolda da yani şurası ve şurası 7'nin üzerinde bağımsız depremler üretecek büyüklükte faylar ve deprem üretmediler. Orada bekleniyor. Ama işte o yeni yapılaşma Kaçıncı? Üçüncü ordu mu orada var Erzincan'da? Üçüncü ordu dahil askeri birlikler dahil pek çoğu tehlike altında. Burada da büyük silah depolarımız var. Belki TOKİ'nin yaptığı bazı yerler sağlam zeminlere çekildi. Deprem güvenli tünel kalıp sistemi yapılıyor. Bu büyük bir başarı ama bu istatistik genel toplamda çok cüzi bir rakam."

"HER BİNAYI YENİLEMEK ZORUNDA DEĞİLİZ"

"Her yapıyı olunduğu yerde kentsel dönüşme sokup yenilemek zorunda değiliz. Bazı hafif orta yapılar modern teknolojik yapı elemanlarıyla güçlendirilebilir. 3'te 1, 4'te 1 peşte bir fiyatına. Onun için de bu konunun uzmanı, yapıt stadiği, betonarma, çelik uzmanı, inşaat mühendisi hocalarımızın incelemesi lazım. Burada bir jeolog, bir jeofizikçi görüş beyan edemez. Güçlendirme inşaat mühendisleri yapacak. Projesi çizilecek. Zeminle alakalı biz yer bilimleri yapacağız. Bu işin bir de finansı var. Ekonomimiz her depremden sonra kötüye gidiyor. Her şey dolara, euroya endeksli. Yani Adana'da 1-2-5-10 liraya aldığımız maydanozu, İstanbul'da 30-40-50 lira ya da bir dört dal reyhanı 80-90 liraya yiyoruz. Bu çok üzücü. Yani İngiltere, Almanya, Paris, Moskova, Kaliforniya, Hawaii bizden çok ucuz sebze, meyve ve et tüketiyor. Yani aynı muz Ekvator'dan oraya da gidiyor. Gemiyle gidiyor, uçakla gidiyor. Neden orada ucuz da bizde pahalı? Bunları konuşmamız lazım. Sadece et değil kumu. Yani un da böyle, peynir de böyle, su da böyle. Biraz bireysel ahlakımızda problem. Ticari ahlaktan bahsediyorum. Bu da insana saygı, daha doğrusu kendi kendine olan saygıdan geçiyor."

Kaynak:ekoltv.com.tr