Bakan Tunç’tan 'İmamoğlu'na soruşturma' cevabı: Başsavcıya 'çürük zihniyetli' diyor, yargı susacak mı?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Tunç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na açılan soruşturmalarla ilgili kesin kararı yargının vereceğini belirterek 'kimse yargıya parmak sallayamaz' dedi.
Bakan Tunç'un açıklamaları özetle şöyle:
6 ŞUBAT DEPREMLERİNE İLİŞKİN DAVALAR
'Asrın felaketi' diyoruz ama dünya tarihinde bu biraz hafif kalır. 57 bin 537 canımız gitti. Milletçe büyük bir seferberlik ilan ettik. Devletimizin tüm kurumları bölgeye seferber oldu. 11 şehrimizin yeniden ayağa kaldırılması mücadelesinde belli noktaya geldik. Dün Gaziantep'teydim. Nurdağı ve İslahiye ilçeleri depremin en fazla hasar verdiği şehirlerdi. Oralarda teslim edilen konutlarda vatandaşlarımızı ziyaret ettik. Acı taze; yani gidecek gibi değil tabii ki. Deprem sonrasında, depremin ilk anından itibaren, 6 Şubat 2023 yılında deprem olmuştu. O zaman grup başkan vekili ve milletvekiliydim. Sabah milletvekillerimiz hemen yola çıktılar. Yollar deprem nedeniyle hasar görmüştü, kar, kış kıyamet. Grup başkanvekilimiz Mustafa Elitaş, sayın Cumhurbaşkanımızla OHAL ilan edilmesini görüşmüştü.
"KAR, BORA, FIRTINA"
Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi şu şekilde oldu 'Kar, bora, fırtına vatandaşlarımızın yanında olacağız, ilk müdahaleyi yapacağız, sonrasında olağanüstü hal ilan edilecek'. O kararname çerçevesinde yargısal süreçlerin nasıl yapılacağına ilişkin kararname çıkmıştı. O kararname çerçevesinde yargı olarak birtakım çalışmalar yaptık. İdari yargı usulünde geçici madde düzenlemesi yapmıştık. Adalet Bakanlığı olarak bütün illerden tecrübeli hakim ve savcıları bölgeye intikal ettirdik. Adli tıp, DNA, kimlik tespitleri. 984 bilirkişi de delilleri tespit etmesi gerekiyordu.
"697 İLAVE MAHKEME KURDUK"
Yıkılan binalarla ilgili enkazlar kaldırılmadan delillerin toplanması gerekiyordu. Bina bina eksiksiz şekilde 11 vilayetimizde bu çalışmalar yapıldı. Açılacak soruşturmalar bu delillere dayandırıldı. 697 ilave mahkeme kurduk bölgede. Oradaki yargısal süreçlerin tıkanmaması için. Ceza süreçleri ve davalar bakımından vatandaşlarımızın yargısal konularda mağdur olmaması için tedbirler alındı.
"2025'İN SONUNA KADAR HERKES SICAK YUVALARINA KAVUŞACAK"
Toplamda 3 bin 522 dosyada işlem yapıldı. Bu dosyaların 1491'inin iddianamesi düzenlendi ve davaları açıldı. 2031 soruşturma devam ediyor. 2578 dosyada bilirkişi incelemeleri tamamlandı, raporlar hazırlandı. Bu raporlar teknik üniversitelere gidiyor. Üniversitelerdeki bilirkişi heyetlerine teslim edildi. Şu anda hala 248 kişi tutuklu durumunda. 1036 kişi hakkında adli kontrol söz konusu. Tutukluların bir kısmı müteahhit, bir kısmı yapı denetim sorumlusu, bir kısmı fenni mesul. Binada sonradan değişiklik yapan, kolon kesenlerle ilgili de var. Kamu görevlileriyle alakalı bilirkişi raporları geldikten sonra o dosyada kamu görevlisi, belediye yetkilisinde sorumluluk varsa o durumda İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istendi. Peyderpey o davaların açılması devam ediyor. İzinlerin gelmesinde gecikme, dosyanın bilirkişiden dönüşüyle ilgili. Onlarla ilgili de davalar açılıyor.
"YARGILANAN BELEDİYE BAŞKANLARI DA VAR"
Burada yargılanan belediye başkanları da var. Bizim Nurdağı Belediye Başkanı hala tutuklu. Oradaki yapılarla ilgili kusuru olanlar noktasında yargısal süreçler aksatılmadan sürüyor. Burada önemli olan bilirkişi raporları. Üniversitelerimizin verdiği rapor. Delillerin başlangıçta iyi toplanması çok önemliydi. Karat örnekleri ve bina bina yapıldı. Bir de bunun idari yargı boyutu vardı. Şu anda 105 bin 933 dava açıldı. 65 bin 826 dosyada karar verildi. Vatandaş yıkım kararına, ağır hasara itiraz ediyor ve dava açıyor. Bu senenin sonunda 400 binden fazla konut teslim edilecek. 2025'in sonuna kadar herkes sıcak yuvalarına kavuşacak.
KARTALKAYA'DAKİ YANGIN FACİASI
Kartalkaya'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Gerçekten büyük bir acı, büyük felaket. Böyle bir şeyin olmaması lazım. Bu acı tarif edilmez. Sayın Cumhurbaşkanımız da cenaze törenlerinde o ailelerin acılarını paylaşırken gerçekten duygulanmamak mümkün değil. Yangının akabinde, kurtarma çalışmaları devam ederken Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı başlattı. Hızlı bir şekilde delillerin kaybolmaması açısından bilirkişi heyeti oluşturuldu. İlk tespitlerine ilişkin rapor hazırlama süreci devam ederken özellikle yangın ve binaların yangından korunmasına ilişkin uzmanlıkları olan kişilerden bilgileri alması gerekiyordu savcılığın. Sorunların belirlenmesi noktasında bilirkişiye başvuruldu. Soruşturmayı yürüten savcılık makamı. Oradaki deliller ışığında sorunların belirlenmesine yönelik çaba söz konusu.
9 EKSİK BULUNDU
Savcılık makamının özellikle bazı tespitleri oldu. Hemen yangından 1 ay önce bina ile ilgili Bolu Belediye Başkanlığı ve itfaiye teşkilatının orada 9 eksikliğin bulunduğu ve ruhsat veren makam olan Bolu Özel İdaresi'ne bildirilmediğine yönelik savcılığın tespiti. Sonra dilekçenin geri çekilmesi. Bununla ilgili dilekçenin geri çekilmesi, yanındaki müştemilatı ile ilgili uygunluk verilmesi. Savcılık makamı bu konunun kendi uzmanlık sahaları olmadığı düşüncesiyle, sayın Özel'in bahsettiği henüz dosyaya verilmemiş, bilirkişilerin imza atmadığı bir belge. Savcılığın sorduğu kısımla ilgili yorum olmadığı görülünce daha tarafsız, teknik, ihtisas sahibi olan yeni bir bilirkişi heyetinin oluşturulmasına savcılık karar vermiştir.
"22 TUTUKLU VAR, YENİ GÖZALTILAR GERÇEKLEŞTİ"
Rapor olması için imzalanıp savcılık dosyasına ve UYAP'a kaydedilmesi lazım. Bu bir taslak olabilir. Bu taslakla ilgili bilirkişiden yeni sorular sorulduğunda mahalli bilirkişiler 'biz buna cevap veremeyiz' dediğinde o zaman bizim uzmanlık gerektiren yeni teknik heyete ihtiyacımız var kanaatine varıyor savcılık. İTÜ'den yeni bir heyet oluşturuluyor. Afet Yönetimi Bölümü'nden oluşan 8 kişilik bilirkişi heyeti görevlendiriliyor. Önceden toplanan deliller hızlı bir şekilde keşif yapılıyor. Rapor hazırlama süreci devam ediyor. Biz şunu diyoruz; bunun üzerinden bunları konuşmak bile acı verici, maalesef. Bunun üzerinden politika yapılmaz. Burada gerçek ne ise ortaya çıksın, ucu nereye dokunursa dokunsun. Ama onlar şunu diyor 'Bunun ucu bizim arkadaşlarımıza dokunmasın' aradaki fark bu. Belediye burada sorumlu değildir diyorlar. Bilirkişi raporu hazırlanmamış, savcılık soruşturmayı devam ettirirken 'şu kusurludur, bu kusursuzdur' diyebilir misiniz? Şu anda 22 tutuklu var.
"ASIL RAPORU İTÜ HAZIRLAYACAK"
Sayın bakanımız mülkiye müfettişlerinin soruşturmasıyla ilgili konuştu. Yeni gelen rapor ışığında gözaltı ve tutuklamalar gerçekleşti. Şu anda asıl raporu hazırlayacak olan İTÜ'nün bilirkişileri. Türkiye'nin en yetkin kurumundan bu rapor alınacak. Soruşturma devam ediyor. Biz burada gelecek olan bilirkişi raporuna göre, savcılık makamı elbette ki yeni gözaltılar yapabilir, tutuklama kararları verebilir. Hukuk davası bakımından şirket yetkililerin malvarlığına ilişkin tedbirler konuldu. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Kim olursa olsun, ister otel sahibi, şirket yetkilileri, isterse ihmali olan kamu görevlileri, bakanlıkta, özel idarede olsun, bu konuda yargının birisini koruması söz konusu olamaz.
"SEN DEMEYECEKSİN YARGI SÖYLEYECEK"
Kimin ihmali varsa. Yangından 1 ay önce verilen dilekçenin geri çekilmesi. 9 eksiklik. Yangın söndürme, uyarı sistemleri yok. Çıkış, yangın merdivenleri yok. Bunu ilgili makamlara kim bildirmemiş? Neden geri çekilmiş dilekçe? Arada ne dönmüş? Tüm bunlar ortaya çıkacak. Milletimize ve vefat edenlerin ailelerine büyük acıyı yaşatanlara yargı hesap soracak. Ucu nereye dokunursa dokunsun. Sayın Özel 'bizim belediyeye dokunmasın' diyor. Bunu sen demeyeceksin, yargı söyleyecek.
İMAMOĞLU'NA YÖNELİK AÇILAN DAVALAR
Adalet Bakanı olarak benim devam eden soruşturma ve davalarla ilgili olarak, siyasi davadır ya da değildir şeklinde yorum yapmam doğru olmaz. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. 'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi? Bunu yargı takdir edecek. İlk derece kararını verdi şimdi istinaf sürecinde. Siz 'bu dava gecikti, erken verildi' diye 'yargı tacizi' derseniz bu olmaz. Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek. Ordu'daki dava ile ilgili aynı şey söylenmişti. O davada Yargıtay'da. Sonraki ifadeleri, İstanbul Başsavcımızla ilgili ifadeleri var. Yargı hakaret mi değil mi, değerlendirecek. Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir. Sürekli yargıya yönelik buradan ifade edemeyeceğimiz hakaret içeren sözlerle sürekli gündemde kalmak gibi durum söz konusu.
YARGI SUSACAK MI?
Burada 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu taşımak gerekir. Bir cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğimizde yargı susacak mı? Soruşturmayla karşı karşıya kalınca 'yargı tacizi' YSK üyelerine söylediği söz yargı gündeminde. Sayın Özel'in ifadeleri. Bir gençlik kolu başkanının o sözler üzerine video yapması ve soruşturma açılması. Yargıya kimse hakaret edemez. Ben Adalet Bakanıyım ve HSK Başkanıyım. 'Bu suç işlemiştir' demiyorum. Suç olup, olmadığını, hakaret olup, olmadığını değerlendirecek olan yargıdır. Bunu şova dönüştürürseniz, herkes hukuka saygı duyacak. Yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilebilir değildir. Bizim maalesef hakaret siyaseti, sürekli karşı tarafı rencide edecek sözler, hakarete varan sözlerle yargının konusu olabilecek sözler sarf edildiğinde 'yargı niye üzerime geliyor' dendiğinde doğru olmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Burası hukuk devleti. Kanunlarımız var.
ÜMİT ÖZDAĞ'IN TUTUKLULUĞU
Antalya'da yapmış olduğu konuşma. Başka suçlamalar var halkı kin ve düşmanlığa yönelik sözler ve yabancı düşmanlığı. Antalya'da yapmış olduğu konuşma var. Bir siyasetçi olarak konuşuyorum. Neticede bu sözler suç mu, değil mi yargı karar verecek. Cumhurbaşkanımıza devletimize ve hükümetin izlediği politikalara yönelik 'haçlı seferi' benzetmesiyle ilgili savcılığın başlatmış olduğu soruşturma. Antalya da başlatabilirdi. Ankara da başlatabilirdi.
YETKİ KONUSUNDA PROBLEM SÖZ KONUSU DEĞİL
Mağdurun ikametgahı olarak İstanbul da başlatabilirdi. Üç yer yetkilidir. Yetkiyle ilgili problem söz konusu değil. Yetkili olan makam başlattığına göre aynı soruşturmanın oralarda başlatılması söz konusu değildir. Mağdurun ikametgahı bu tür davalarda yetkili mahkemedir. Size karşı birisi Ankara'dan hakaret etse siz davayı İstanbul'da açabilirsiniz. Aynı şekilde burada mağdurun ikametgahının İstanbul olması nedeniyle yetki konusunda problem söz konusu değildir.
CEMAL ENGİNYURT'A AÇILAN SORUŞTURMA
Basın yoluyla işlenen suçlar, neticede haber kanalları, gazete merkezleri nerede yayımlandıysa bu konuda yetkiyle ilgili konu geniş. Bahsi geçen kişiler yargıda konuştukları bu ifadeler, yaptıkları konuşmalarla ilgili olarak binlerce vatandaşımıza dava açan kişiler bunlar. Bunların gerek TV ekranında gerek sosyal medyalarında yaptıkları yorum ve açıklamalara karşı vatandaşlarımız tepki gösteriyor, yorumlar yapıyor. Bu kişilerin vatandaşlarla ilgili binlerce kişiye dava açmışlar. Açabilirler hakları. Bir yandan 'haksız yere bize dava açılıyor' diyenler vatandaşlarımızın küçük yorumuna dava açabiliyor. Açabilirler, bir şey diyemeyiz.
GAZETECİLERE BİLİRKİŞİ SORUŞTURMASI
Burada basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalar yapılıyor. Basın özgürdür. Düşünce ve ifade hürriyeti Anayasal haktır. Anayasamızın 26. maddesi. BM, AİHM'in maddeleri fikir ve ifade hürriyetinden bahseder, sınırlarını belirler. Basın özgürlüğünün alanının genişletilmesiyle ilgili son 22 yılda Anayasamızda ve mevzuatında önemli değişiklikler yaptık. TCK'da eleştiri amacıyla sarf edilen sözlerin suç teşkil etmeyeceğini, haber sınırını aşmayan düşünce açıklamaların suç teşkil etmeyeceğine yönelik. Bu konuyla ilgili değişiklikleri yaptık.
AYŞE BARIM VE GEZİ DAVASI!
Gezi parkı olaylarının hükümete karşı darbe kalkışmasına yönelik bir karar söz konusu. 12 yıl sonra ne oldu da tekrar soruşturma başlatıldı? Cumhuriyet Başsavcılığı burada zaman aşımı süresi söz konusu değil. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından zaman aşımı işlemez.
Nasıl 28 Şubat sanıkları, 12 Eylül darbecileri yıllar sonra yargı önüne çıkarıldı. Suç bakımından 312. madde. Zaman aşımı söz konusu değil. 12 yıl geçti. Bu süre içerisinde elbette bir delil ortaya çıkmışsa. Soruşturma kapsamında hangi deliller ortaya çıktı da böyle bir soruşturma başlatıldı, bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.
TEĞMENİN TSK'DAN İHRACI
Teğmenlerle ilgili konu disiplin konusu. Orada attıkları slogan ya da kendi aralarında gösteri nedeniyle değil. Bir yemin metni var, mevzuat değişikliği ile değişmiş. Mevzuata uygun şekilde törende yemin yapılmış. Tören bittikten sonra mevzuattan çıkarılan eski yemin metni ezberletilerek tören yapılmış sanki. Yetkililerin ısrarlarına rağmen yapıldığı şekilde bilgimiz var. Teşvik edildiğine yönelik de karar onu gösteriyor. O yemini organize eden teğmen ve komutanlarıyla ilgili disiplin kararı verildi.
Yürürlükteki metni okudunuz, eski metni ısrarla okumanız askerlik açıdan disiplin suçu olduğuna MSB Yüksek Disiplin Kurulu karar verdi.
Bu kararı idari yargı değerlendirecek. Burada bir disiplin suçu var mıdır, yok mudur bunu değerlendirecek olan idari yargıdır. Tamamen askerlik disiplini ile alakalı durum söz konusudur.