Bolu’nun Gerede ilçesinde bulunan ve Türkiye’de benzeri olmayan Yaşayan Ayakkabı Müzesi, ziyaretçilerini hem duygulandırıyor hem de şaşırtıyor. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurettin Akçakale’nin girişimiyle 2012 yılında kurulan müzede, sanatçılar, sporcular, iş insanları ve toplumda iz bırakmış pek çok isme ait ayakkabılar sergileniyor.
Eren Bülbül'den Mete Gazoz'a, Sultan Kösen'den Rümeysa Gelgi'ye: Yaşayan Ayakkabılar Müzesi açıldı
Bolu Gerede’de kurulan Yaşayan Ayakkabı Müzesi, dünyanın dört bir yanından gelen ayakkabılarla dikkat çekiyor. Müzede, şehit Eren Bülbül’ün kara lastiklerinden Sultan Kösen’in 60 numara ayakkabısına kadar birçok anlamlı eser yer alıyor.
Doç. Dr. Akçakale, bugüne kadar 250’den fazla çifti müzede topladıklarını belirterek, "Bu müze sadece ayakkabılardan oluşan bir koleksiyon değil; aynı zamanda her bir çift, sahibinin hikâyesini, emeğini ve bıraktığı izi temsil ediyor" dedi. Türkiye'de ve dünyada birçok ayakkabı müzesi bulunsa da, bu müzenin konseptinin tamamen kendine özgü olduğunu vurgulayan Akçakale, yurtdışından bile bağışların geldiğini ifade etti.
Müzenin en ilgi çekici parçalarından biri, 246,5 santimetre boyuyla Guinness Rekorlar Kitabı’na giren Sultan Kösen’e ait 60 numara ayakkabı olurken, en küçük giyilebilir ayakkabı olarak Samsun Çarşamba’dan gelen 17 numaralı “külhanbeyi” ayakkabısı da vitrinlerde yerini aldı. Ayrıca Guinness rekorlu bir diğer isim olan, 215,16 santimetrelik boyuyla dünyanın en uzun kadını Rümeysa Gelgi’nin 51 numaralı ayakkabısı da ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
Müze sadece ünlü isimlerle sınırlı değil; Trabzon’un Maçka ilçesinde terör saldırısında hayatını kaybeden 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün kara lastikleri de sergileniyor. Bu özel eşya, müzeyi gezenleri derinden etkiliyor ve en çok duygusal tepki alan parçalardan biri olarak öne çıkıyor.
Müzede ayrıca; Ahmet Kaya, Münir Özkul, Nilüfer, Neşe Karaböcek, Hidayet Türkoğlu, Rüştü Reçber, Kartal Tibet, Mete Gazoz, Mehmet Ali Birand ve Garo Mafyan gibi çok sayıda tanınmış isme ait ayakkabılar da bulunuyor.
Ziyaretçilerine nostalji, hüzün ve hayranlık dolu anlar yaşatan Yaşayan Ayakkabı Müzesi, hem kültürel mirası hem de insani hikâyeleri bir araya getirmesiyle Türkiye’nin dikkat çeken tematik müzeleri arasında yer alıyor.
Farklı kültürleri yansıtan Van reşikleri, Maraş yemenileri, Hollanda saboları, Kazak keçeleri, Fas ve Cezayir’den gelen ayakkabılar ile İspanyol flamenko ayakkabısı gibi parçalar da koleksiyona renk katıyor.